İklim değişikliğinin etkileri her geçen yıl daha da ağırlaşıyor. Küresel raporlara göre, artan sıcaklıklar, kuraklık ve doğal afetler nedeniyle 2050 yılına kadar yaklaşık 1 milyar insan yerinden olabilir.
Küresel ısınma, yalnızca çevresel değil aynı zamanda sosyal ve ekonomik felaketlerin de kapısını aralıyor. Uzmanların ve uluslararası kuruluşların hazırladığı son raporlar, iklim değişikliği kaynaklı göçlerin önümüzdeki on yıllarda insanlık tarihinin en büyük kitlesel yer değiştirmelerinden birine dönüşebileceğini ortaya koyuyor. Özellikle 2050 yılına kadar yaklaşık 1 milyar insanın iklim göçmeni olabileceği tahmin ediliyor.
İklim göçü, insanların yaşadıkları bölgeyi çevresel nedenlerle terk etmek zorunda kalmasını ifade eder. Bu nedenler arasında:
gibi doğal afetler yer alır. Bu koşullar altında yaşamın sürdürülemez hale geldiği bölgelerde insanlar daha yaşanabilir alanlara göç etmeye zorlanıyor.
Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler ve çeşitli iklim kuruluşlarının verilerine göre, iklim göçlerinden en fazla etkilenecek bölgelerin başında Afrika’nın Sahra altı bölgesi, Güney Asya ve Latin Amerika geliyor. Bu bölgelerde hâlihazırda mevcut olan ekonomik kırılganlık ve altyapı eksikliği, iklim koşullarının zorlaşmasıyla birlikte ciddi insani krizlere dönüşebilir.
Öne çıkan risk bölgeleri:
Kırsal alanlardan kent merkezlerine yapılacak yoğun göçler, altyapı sistemlerini ve sosyal hizmetleri ciddi biçimde zorlayacak. Uzmanlar, özellikle su, elektrik, gıda ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Göçmen nüfusun yerleştiği şehirlerde:
Bu etkiler yalnızca gelişmekte olan ülkeleri değil, göçmen akınına uğrayabilecek gelişmiş ülkeleri de etkileyecek.
İklim göçünün sınır tanımaması nedeniyle Türkiye, hem geçiş ülkesi hem de hedef ülke konumunda olacak. Özellikle Orta Doğu ve Afrika’dan gelen iklim göçmenleri, Türkiye’nin güneydoğu sınırlarında yeni göç dalgalarına neden olabilir. Bu durum, hem insani yardımların hem de göç politikalarının yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılıyor.
Avrupa ülkeleri ise iklim göçmenlerine karşı sınır güvenliğini artırırken, aynı zamanda iklim krizine çözüm üretme baskısıyla karşı karşıya kalacak.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), 2023 yılı itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 110 milyon insanın yerinden edildiğini bildiriyor. Bu rakamın büyük bir kısmını çatışmalar oluştururken, iklim krizine bağlı göç oranı her yıl artıyor. Ayrıca:
Bilim insanları ve çevre politikası uzmanları, dünya genelinde iklim göçüne karşı küresel çapta bir hazırlık yapılması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda alınması gereken önlemler arasında:
gibi stratejiler yer alıyor.
İstersen bu konuya bağlı olarak Türkiye’nin iklim göçüne hazırlık durumu ya da iklim değişikliğinin güvenlik politikalarına etkisiyle ilgili bir içerik de hazırlayabilirim. Hangi yöne odaklanmamı istersin?
4o
Kur dalgalanmaları ve yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü birçok ülkede zayıflarken, Türk vatandaşlarının yüzünü güldüren…
Eskişehir’de yaşanan ani don olayları sonrası mahsulü zarar gören üreticiler için Büyükşehir Belediyesi harekete geçti.…
Kadın gücünü ve kültürel çeşitliliği çiçek motifleriyle anlatan uluslararası sanat projesi, İstanbul’daki sergiyle sanatseverlerle buluştu.…
Anadolu’nun kadim geçmişine ışık tutan taş evleri, daracık sokakları ve her köşesinden tarih fışkıran yapılarıyla…
Genç yaşta müzik dünyasına adım atan ve geniş bir hayran kitlesine ulaşan popüler şarkıcı, verdiği…
Boynunuzda beliren ince çizgileri yalnızca yaşlanmanın bir işareti olarak görüyorsanız, yeniden düşünmeniz gerekebilir. Dermatologlar ve…